Zeytin yaprağı çayı faydalarının bilinmesi ile her geçen gün daha da popülerleşiyor. Zeytinyağının, zeytinin ve binlerce yıllık zeytin ağaçlarının, insana, doğaya faydaları saymakla bitmiyor. Zeytin yaprakları da doğadan aldığı mucizevi gücü insanoğluna armağan ediyor. Kolay hazırlanan, leziz ve faydalı zeytin çayı, özellikle spor yapanlar, kilo vermek isteyenler, sağlıklı bir yaşam için beslenmesini yeniden düzenleyenler tarafından tercih ediliyor. Pandemi döneminde artan bağışıklık sistemini destekleme ihtiyacı, detoks tarifleri gibi zeytin yaprağı çayının da yeniden keşfine sahne oluyor.
Bağışıklık Güçlendirici Zeytin Yaprağı Çayı
Zeytin yaprağının içinde yer alan oleuropein sayesinde antimikrobiyal, antienflamatuar etkisi olduğu düşünülen zeytin yaprağı, vücutta mikrobiyal organizmaların, iltihaplanmanın riskinin azalmasına yardım ediyor. Etken maddenin virüsler üzerinde de etkili olabileceği düşüncesi ile pandemi sürecinde zeytin yaprağı çayına olan talep artıyor. Çayın henüz koronavirüs üzerinde etkinliği test edilmiş değil, ancak oleuropeinin mononükleoz herpes, hepatit virüslerine, Rota virüslere, bovin virüslerine, köpeklerde parvo virüslere ve kedilerde lösemi virüslerine karşı antiviral aktivite gösterdiği kanıtlanmış bulunuyor.
Bağışıklık güçlendirici zeytin yaprağı çayının faydaları onun halk arasında “virüse karşı çay” adıyla anılmasına neden oluyor. Bağışıklık sisteminin olağan fonksiyonunun sürdürülebilmesine yardımcı olan zeytin yaprakları, vücut direncinin sağlanmasına destek veriyor. Metabolizmanın hızlanmasını sağlıyor. Beden için su tüketiminin ve sıvı alımının önemini vurgulayan uzmanlar, bitki çaylarının özellikle kış aylarında bedenin dehidrasyonunu önlemek için kullanılabileceği konusunda birleşiyor. Zeytin yaprağı çayı hem besleyici özellikleri, bedene su desteği, hem de lezzetiyle pandemi döneminde insanların virüsle mücadelesine destek olmak için tercih edilen doğal çözümlerin başında geliyor. Tedavi edici olmayan ürün, destek amaçlı sofralarda, öğün aralarında kendine yer buluyor.
Zeytin Yaprağı Çayı Nasıl Hazırlanır?
Zeytin yaprağı çayı, tek başına veya diğer bitkilerle bir arada çay olarak tüketilebiliyor. 150 ml sıcak su içine 78 gram zeytin çayı yaprağı atmak demleme için yeterli oluyor. Çay, bir demlik, frech press veya bardaklarda kullanılan süzgeç aparatlar yardımıyla demlenebiliyor. Ortalama 5 dakikada demlenen zeytin yaprağı çayının süzülerek, ılık olarak tüketilmesi gerekiyor. Günde 3-4 kez tüketilmesi önerilen çay kürünün, iki aydan uzun süre devam ettirilmemesi öneriliyor. Günlük dozun aşılmaması önem taşıyor.
Bağışıklığa destek olacak bir diğer zeytin yaprağı çayı tarifinde başka malzemeler de kullanılıyor. Zeytin yaprağı, sarımsak, limon ve dağ kekiği kullanılarak hazırlanan çay, birkaç yaprağın bir diş sarımsak, limon suyu ve birkaç dal dağ kekiği ile beraber demlenmesiyle hazırlanıyor. Karışımın, 10 dakika haşlanması, günde 1-2 fincan içilmesi öneriliyor. Zeytin yaprakları demlendikten sonra, damak tadına göre çayın içine daha çok limon sıkılabiliyor.
Zeytin çayı tüketimi öncesinde kronik rahatsızlığı olanların, hamilelerin, emziren annelerin ve düzenli ilaç kullananların doktorlarından onay alması tavsiyeler arasında yer alıyor. Zeytin yaprakları genellikle öğütülmeden demleniyor ancak paketli markaların birçoğunda yaprakların öğütüldüğüne, ufalandığına rastlanabiliyor. Kaynamış suya atılarak süzülen yaprakların formu, çayın verimini değiştirmiyor.
Zeytin Yaprağı Çayı Faydaları Nelerdir?
- Bağışıklık güçlendirici zeytin yaprağı çayının faydaları arasında ağrı kesici etki dikkat çekiyor. Çay, ağrı hissinin hafiflemesine imkan veriyor.
- Antioksidan özelliği sayesinde bedendeki serbest radikallerin, toksinlerin atılması için ideal desteği sağlıyor. Alzheimer ve parkinson rahatsızlıkları olanların dopamin nöronlarının kaybolduğu saptanıyor. Zeytin yaprağı çayı içindeki antioksidanlarla dopamin nöronlarını destekliyor. Zeytin yaprağı çayının antioksidan etkisinin yeşil çayın iki katından fazla olduğu yapılan çalışmalarla onaylanıyor.
- Düzenli zeytin yaprağı çayı içenlerin kan değerlerinde düzelme olduğu klinik çalışmalarda görülüyor. Yeşil çay içenlerle kıyaslandığında, zeytin yaprağı çayı içenlerin kan hücresi sayısının önemli ölçüde arttığı tespit ediliyor.
- Zeytin yaprağı çayının düzenli tüketiminin zayıflama üzerinde etki sağladığı, zeytin yaprağı çayı kullananlar tarafından dile getiriliyor. Uzun süre tokluk hissi verdiği biliniyor.
- Çay, kalp ve damar sağlığının desteklenmesi için tercih edilebiliyor.
- Zeytin yaprağı çayının sindirim sisteminin düzenlenmesine yardımcı olduğu biliniyor. Çay, mide koruyucu etkisi sayesinde hazmın kolaylaşmasına destek veriyor. Şişkinlik sorununa karşı öneriliyor.
- Ürün kanser riskinin azalmasına yardımcı olduğu not düşülüyor. Özellikle meme kanseri üzerine yapılan çalışmalarda, çayın hücre üremesi üzerinde etkili olduğu bilimsel kaynaklarda yer alıyor.
- Çayın içindeki mineraller sinir sisteminin sağlıklı fonksiyonunu sürdürmesini destekliyor.
- Yapılan çalışmalar kolesterol yüksekliğine karşı zeytin yaprağı çayının düzenli kullanımının etkili olabileceğini düşündürüyor. Klinik çalışmalar devam ediyor.
- Tansiyonun ve kandaki şekerin dengelenmesine destek sağlıyor.
- Cilt dokusunun sağlıklı görünümüne yardım ediyor. Cilt yüzeyindeki mantarın tedavisini destekliyor.
- Düzenli içimi saç köklerini besleyerek dökülmelere karşı etki vadediyor.
Zeytin Yaprağı Kullanım Alanları
Zeytin yaprağı çayı halk arasında, dünyanın dört bir yanında uzun yıllardır kullanılıyor. Türkiye’de çay içilerek kullanıldığı gibi, haricen iltihaplı yaraların temizlenmesinde de tercih edilebiliyor. Demlendikten sonra ılımaya bırakılan çay, cilt üzerine sürülerek de kullanılabiliyor. Ancak iltihaplı ve açık yaralarda bu tür amatör müdahalelerin uzman görüşü alınmadan yapılmaması önem taşıyor.
Zeytin yaprağı çayı, hazırlandıktan sonra ılıkken içiliyor. Zeytin yaprağı çayı aç mı tok mu içilir, net bir öneri bulunmuyor. Çayın aç veya tokken, öğün öncesi veya sonrasında dilenen zamanda içilebileceği belirtiliyor. Gün içinde, ara öğünlerde tüketime uygun olan çayın yanında kurabiye, kuruyemiş gibi atıştırmalıkların tüketilmesi için bir engel görülmüyor. Uzmanlar kahvaltıda, ara öğünlerde, öğlen veya akşam menülerinde zeytin yaprağı çayına yer verilebileceğini hatırlatıyor.
Zeytin yaprakları, losyonlar, vazelin ile karıştırılarak doğal krem yapılabiliyor. Eritilen vazelin içine kurutulmuş zeytin yaprakları veya zeytin yaprağı ekstraktı eklenerek krem elde edilebiliyor.
Zeytin Yaprağı Zararları
Zeytin yaprağı çayı, uygun dozda ve önerilen şekilde kullanıldığında herhangi ciddi bir yan etki oluşturmuyor. Safra taşı olan hastaların içmesi durumunda kolik etkisi oluşturabileceği yönünde uyarılar yapılıyor. Kan basıncını düşüren ilaçlarla beraber alımı ilaçların etkinliğini artırabildiği için önerilmiyor. Antidiyabetik ilaçlarla etkileşimi tavsiye edilmiyor. Kan pıhtılaşması ve trombosit agregasyonu sorunu olanların çay kullanımından kaçınmaları gerekiyor. Hamilelerin zeytin yaprağı çayı içmesi önerilmezken, kronik rahatsızlığı olanların uzman görüşü alınarak çay tüketmeleri önem arz ediyor. Yapılan bir klinik çalışmada deneklerin kısa süreli baş ağrısı ve kas rahatsızlıkları yaşadıkları görülüyor. Bu tip etkiler görenlerin uzman desteği alması tavsiye ediliyor.
Bağışıklığı Destekleyen Zeytin Yaprağı Çayı Tek Başına Yeterli mi?
Uzmanlar doğal ürünlerin tedavi edici misyonu olmadığı, ancak destekleyici olarak kullanılabileceği konusunda birleşiyor. Dikkat edilecek diğer önemli etkenlerle beraber zeytin yaprağı çayı da vücudun bağışıklık sisteminin desteklenmesinde önemli rol oynuyor. Zeytin yaprağı çayı tüketimi, doğru beslenmenin elbette yerini tutmuyor. Düzenli ve dengeli beslenmenin yanı sıra uyku düzeninin korunması, egzersiz yapılması da uzmanlarda öneriliyor. Evde spor nasıl yapılır öğrenerek pandemi döneminde egzersiz ihtiyacı karşılanabiliyor. Vejetaryen ve vegan beslenme tarzına uyan kişilerin özellikle gıda takviyeleri ile bünyelerinin ihtiyaçlarını karşılamaları önem taşıyor. Son olarak mindfulness ve bağışıklık üzerine yapılan çalışmalar, bilinçli farkındalık egzersizlerinin vücudun savunma sisteminde olumlu etki yaptığını ortaya koyuyor. Mindfulness pratiklerinin grip süresini ve şiddetini yüzde 60’a kadar azaltabileceği yapılan çalışmalarda ispatlanıyor.
